İlginç Şehir Efsaneleri
İlginç
Doğru bildiğimiz yanlışlar.
5 duyumuz vardır.
Geleneksel olarak isimlendirilmiş 5 duyumuz vardır: görme, işitme, dokunma, koklama ve tatma. Ama aslında bunlardan daha fazla duyumuz var. Liste denge, acı ve ısı diye devam ederken, toplamda 20 küsür duyumuz olduğu söylenebilir. Bunlara ek olarak hayal gücü, hafıza ve tahmin gücü gibi içsel duyulara da sahip olduğumuzu unutmamak gerek.
***
Alkol içmek bizi ısıtır.
Aslında filmlerde gördüğümüzün aksine alkolün bizi ısıttığı falan yok! Hatta St Bernard köpeklerinin bile boyunlarında mini fıçıda likör taşıdıkları bir uydurma! Gerçek şu ki alkol içince vücut ısısı düşer. Alkol daha fazla kanın vücut yüzeyine çıkmasına yardımcı olur ve sonuçta daha çok ısı kaybı yaşanır. Alkol içtikten sonra hissedilen sıcaklık ise vücut yüzeyine yaklaşan kanın sıcaklığının deride ve sinir uçlarında hissedilmesi sonucudur.
***
Küçük depremler büyüklerin gerçekleşme şansını azaltır.
Hepimiz küçük küçük bir sürü depremin fay hattındaki basıncı azalttığına ve büyük bir depremi önlediğine inanırdık. Ama sismologların araştırmaları göre her 6 şiddetindeki depreme eş değer olarak 10 tane 5 şiddetinde, 100 tane 4 şiddetinde ve 1000 tane de 3 şiddetinde deprem olması gerektiğini gösteriyor! Yani büyük bir depremi engellemek için çok fazla sayıda küçük deprem olması lazım. Buna yetecek sayıda minik deprem gerçekleşmesi neredeyse imkansız çünkü 6 şiddetinde bir depremi önlemek için 32 tane 5 şiddetinde, 1000 tane 4 şiddetinde, 32000 tane 3 şiddetinde deprem olması lazım!
***
Yemekten en az yarım saat sonra yüzmek lazım.
Yemekten hemen sonra yüzmenin krampa neden olacağına dair teorik endişeler olsa da kimse midesi doluyken yüzdüğü için boğulmadı! Tıka basa doyduktan sonra yüzmek rahatsızlık verebilir ama boğulmaya neden olmaz. Kramp girse bile bir hasar oluşmadan önce sudan kolayca çıkabilirsiniz.
***
Uçakta cep telefonu kullanmak uçağın düşmesine neden olur.
25 yıldır elektronik aletlerin uçağa etkisi üstüne yapılan araştırmalara göre açık cep telefonlarımız aslında uçağımızı düşürmüyor! Yine de kendi yönetmeliğini kendi belirleme hakkına sahip havayolu şirketleri bizden cep telefonlarımızı kapalı konuma getirmemizi rica ediyor. Uçuş esnasında cep telefonu kullanmanın tek bir riski varsa o da kabin ekibiyle papaz olmak!
***
Yaşlandıkça daha huysuz ve aksi insanlar haline geliriz.
Bir araştırmaya göre kişiliklerimiz 30 yaşından sonra pek değişime uğramıyor. Yani 40'larınızda neşeli biriyseniz 80'lerinize gelince de muhtemelen öyle kalacaksınız. Yaş ilerledikçe oluşan çok belirgin kişilik değişikliklerinin asıl nedeni ise felç ya da bunama gibi yaşlılıkla gelen hastalıklardır.
***
Suşi çiğ balıktır.
Suşi çiğ balık demek değildir ve bütün suşi çeşitleri çiğ balık içermez. Japonların çiğ balık için kullandığı sözcük 'saşimi'dir. Suşi kelimesi ise pirincin sosuyla birlikte hazırlanış biçimine denir. Pirincin yanında geleneksel olarak çiğ balık servis edilebileceği gibi pişmiş deniz ürünleri, balık yumurtası, yumurta ya da salatalık, Japon turpu ve kayısısı gibi sebzeler de servis edilebilir. Hatta ve hatta suşi diye bildiğimiz, yosuna sarılı şekilde servis edilen yemeğe de 'makizushi' denir, suşi değil!
***
Cep telefonları beyin kanserine neden olur.
Cep telefonlarının beyin kanserine yol açtığı kanıtlanmış bir gerçek değil! Birkaç araştırma seyrek rastlanan tipteki bazı beyin tümörlerinin cep telefonu kullanımıyla ilintili olduğunu öne sürse de, iyi tasarlanmış birçok başka araştırma beyin kanseri ve cep telefonu kullanımı arasında belirli bir ilişki olmadığı konusunda görüş birliği yaratıyor.
***
Kahve ayılmamızı sağlar.
Sarhoş olduktan sonra ayılmak için kahve içmemiz gerektiğini düşünerek yanılmışız! Alkol metabolizmamız tarafından belli bir hızda sindirilir. 8 gram civarında olan bir ünite alkol bir saatte metabolizmamızdan çıkar. 50 cl'lik bira 2 ünite alkol eder. Yani 2 tane 50'lik bira içtiğinizde kanınızdaki alkol seviyesinin sıfıra düşmesi için 4 saat geçmesi gerekir. Kahvenin bu durumda tek etkisi sizi daha 'uyanık' bir sarhoş haline getirmek olur. Tıpkı soğuk bir duşun sizi daha ıslak bir sarhoş haline getireceği gibi!
***
Ispanak yiyenler Temel Reis gibi daha güçlü olur.
Bu şehir efsanesinin kaynağı ıspanakta çok demir bulunması. Ama bir dakika, aslında ıspanakta çok demir bulunmaz! 1870 yılında Dr Wolf yanlışlıkla bir yazım hatası yapıp virgülü bir basamak kaydırarak ıspanağın demir değerlerinin 10 kat daha fazla görünmesine neden olmuştur. Bunun dışında sadece ıspanak ya da herhangi başka bir şey yiyerek güçlü olmaktan medet ummayın. Ancak onlardan aldığınız enerjiyi kullanarak egzersiz yaptığınızda kas gücünüzü geliştirebilirsiniz.
***
Bir kağıt parçasını 7'den fazla katlamak imkansızdır.
Bunu duyup da kendisi test etmeyen yoktur herhalde! Zaten deneyenler bilir, kağıt cidden 7'den fazla katlanmaz. Ama bu imkansız değil! 2002 yılında Amerika'lı bir lise öğrencisi Britney Gallivan bu şehir efsanesini çürüttü. Devasa bir tuvalet kağıdını 7 saatlik bir uğraş sonucu ortadan 2'ye 12 kere katlayan Gallivan bir de formül bularak bilimsel kanıt sundu.
***
Asansör, halatları koptuğu için düşüp sizi öldürebilir.
Asansörün asılı olduğu kablo ve halatların kopması sonucu asansör boşluğunda serbest düşüş yapmak ve zemine çakılarak ölmek aslında sandığınızdan çok daha zor bir şey! Öncelikle, asansörler genelde en az 4 çok sağlam kabloyla çalışırlar ve acil durumlar için 2 frene sahiptirler. Bu güvenilir kablolar kolay kolay kopmaz ama hadi koptu diyelim, frenler serbest düşüşü algılayıp otomatik olarak devreye girer. O da işe yaramazsa diğer fren devreye girer. Yani asansör durup dururken düşüp ölmenize neden olmaz.
***
İnsanlar beyninin sadece %10'unu kullanır.
Bu tamamen yanlış mit nasıl başladı kimse bilmiyor ama nasıl devam ettiği ve günümüze kadar geldiği belli. Bu fikir ilk çıktığında psişik güçlere sahip olanlar bazı insanların doğa üstü güçlere sahip olup diğerlerinin olmamasının nedeni olarak bu fikri kullandılar: beyninin %10'undan fazlasını kullanabilen insanların psişik güçler geliştirmiş olması fikrini. Hala 'beyin gücü'nü kullanmayı öğrettiğini iddia eden kitaplar basılırken bu şehir efsanesine inanılması şaşılacak bir durum değil. Ama insanlar aslında beyninin tamamını kullanıyor. İşte kanıt: beynin yarısı ameliyatla alındığında insan vücudunun yarısı felç oluyor!
***
Traş edilen tüyler sertleşir ve gür çıkar.
Bir çok insanın buna inanma nedeni kesilmeyen tüylerin uçlarının git gide incelmesi ya da çatallanarak ikiye ayrılmasıdır. Kesilmemiş tüy her iki durumda da traş edilmiş ve yeni çıkmaya başlamış tüylerden daha yumuşaktır. Bu yüzden uzun sakal ele kirli sakaldan daha yumuşak gelir. Eğer bu şehir efsanesinde gerçeklik payı olsaydı kel kalan herkes saçını kestirerek gür saçlara sahip olabilirdi.
***
Bitkiler karbondioksiti oksijene dönüştürür.
Bitkiler oksijen üretir ama karbondioksidi oksijene çevirmezler. Bitkilerin yaşamak için yapmaları gereken fotosentez prosedürü bitkilerin dışardan karbonhidrat almasını gerektirir. İşlemin yan ürün olarak da doğaya oksijen salınır.
Kaynak: MSN
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış.