Gelmiş Geçmiş En Korkunç Filmler

TÜM ZAMANLARIN EN KORKUNÇ 10 HAYALET FİLMİ (FRAGMANLARIYLA BİRLİKTE)...

10. Karanlık Sular / Honogurai mizu no soko kara (2002)



Japon korku/gerilim sinemasının en önemli isimlerinden Hideo Nakata'nın yönetmenliğini yaptığı 2002 yapımı "Karanlık Sular"ın konusu şöyledir:    

Yeni boşanmış olan Yoshimi ve altı yaşındaki kızı İkuku, bir velayet anlaşmazlığının tam ortasında, neredeyse hiçbir tarafı tatmin etmeyen bir daireye taşınırlar. Daire karanlık, havasız ve rutubetlidir. Başka bir kattaki bir dairede bazen birileri varmış gibi görünür, bu zamanların dışında ise tekinsizlik duygusu uyandıracak şekilde bina boştur. Çocuk herhangi bir açıklama olmaksızın ortalıktan kaybolup durur. Bu arada, asansördeki kapalı devre kameralar, başka bir varlığı, omuzlarında gezinen bir hayaleti gözler önüne serer. Sonra tavanda nahoş bir rutubetli bölge belirir - bu ıslak yapış yapış atmosfer ve dehşet hissi, çok geçmeden Yoshimi’nin zaten hassaslaşmış ruhsal dengesini bozmaya başlar.

Karanlık Sular filmininin 2005 yılında, başrolde Jennifer Connolly'in bulunduğu bir de Hollywood versiyonu çekilmiştir ki, orjinalindeki başarıyı elde edememiştir.



********************

9. Sis / The Fog (1980)



Yönetmenliğini John Carpenter'ın yaptığı, başrolde Jamie Lee Curtis ve
Adrienne Barbeau gibi isimlerin bulunduğu 1980 yapımı film, korku filmi tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Ürkütücü sisin içine sıkışan Antonio körfezi sakinleri, dehşet verici bir intikamın habersiz kurbanları olurlar. Tam yüzyıl önce, sisli bir gecede cüzzamlıları taşıyan bir gemiye tuzak kurulur. Gemi kayalık kıyıya doğru yönlendirilir, batar ve içindeki herkes boğularak ölür. Kasabalılar gemiden çaldıkları altınlarla bugünkü Antonio Bay kasabasını kurarlar. Şimdi, hayalet denizciler ölümlerinden sorumlu olanların nesillerinden kalanları bulup onlardan intikam almak için dehşet verici sisle birlikte geri dönerler. Böylece Antonio Bay'de kabus dolu günler başlar.



********************

8. Şeytanın Belkemiği /  El Espinazo Del Diablo / The Devil’s Backbone (2001)



İspanyol fantastik/korku sinemasının önemli isimlerinden Guillermo del Toro'nun senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaptığı film, İspanya İç Savaşının yaşandığı yıllarda geçiyor.

1939 yılında İspanya İç Savaşı'nda Franco'ya karşı savaşan Cumhuriyetçi bir direnişçi, küçük oğlu Carlos'u yetimhaneye bırakır. Franco'ya karşı direnişlerin çocuklarını saklayan bu yetimhanenin başında Carmen ve ona gizli bir aşk besleyen Profesör Casares bulunmaktadır. Yetimhaneye geldiği ilk günden beri, yaşça ondan daha büyük olan çocuklar Carlos ile uğraşmaya başlarlar. Ancak Carlos'la uğraşan yalnız bu çocuklar değildir; Carlos gizemli bir güç tarafından izlenmektedir.





********************

7. Kötü Ruh /  Poltergeist (1982)



Senaryo ve yapımcılığında Steven Spielberg imzası bulunan ve yönetmenliğini Tobe Hooper'ın yaptığı "Kötü Ruh", döneminin en ürkütücü filmlerinden sayılır.

Evlerinin bir mezarlık üzerine kurulu olduğunu bilmeyen Freeling ailesi kısa zamanda kötü günler geçirmeye başlar. Kötü Ruhlar; yani hayaletler bazı özel güçlere sahip evin küçük kızı Carel Annie'yi evdeki televizyon aracılığıyla kendi boyutlarına çekerler. Artık onu kurtarmak anne ve babasının görevidir. Ama Carel Annie için zaman gittikçe daralmaktadır. Üstelik şeytan, Carel'ı etkisi altına almaya çalışmaktadır. Öfkeli hayaletler tekrar yaşama dönmek için küçük kızın gücünü kullanmak isterler...



********************

6. Perili Ev / The Haunting (1963)



Yönetmenliğini Robert Wise'ın yaptığı "Perili Ev", türünün en başarılı örneği kabul edilip, bir klasik haline gelmiştir. Filmin kendisinden sonra çekilen versiyonları bu kadar başarılı bulunmamıştır.

Dört arkadaş New England’daki perili eve tatil yapmaya giderler. Grup, çok geçmeden bunun kötü bir fikir olduğunu anlayacaktır. Duvarlarda beliren yüzler, eğilip bükülen demir kapılar ve önce kıkırdılarla başlayıp kulakları tırmalayan kahkahalara dönüşen sesler... Ama kendilerini bu kadar korkutan şeyin ne olduğunu bir türlü göremezler...



********************

5. Altıncı His / The Sixth Sense (1999)



M. Night Shyamalan'ın senaryosunu yazıp yönettiği filmin başrolünü Bruce Willis ile birlikte Haley Joel Osment paylaşmaktadır.

Sekiz yaşında bir çocuk olan Cole Sear karanlık güçlerin etkisi altındadır. Zaman zaman hayaletler tarafından ziyaret edilen bu çocuk, gölgelerin arasından ortaya çıkıveren hayaletlerle kendi iradesi dışında bağlantılar kurmakta ve bu durumdan çok korkmaktadır. Kendisinde normal ötesi bir takım güçlerin var olduğunun farkına varan küçük çocuk bunların sebebini anlayamadığı gibi çektiği acıları da çocuk psikoloğu Malcolm Crowe'un dışında hiç kimseye anlatamamaktadır. Ancak küçük hastasındaki doğaüstü yeteneklerin gerisindeki esrar perdesini aralamaya çalışan psikoloğun çalışmaları ilerledikçe her ikisinde de bir takım korkutucu ve açıklanamaz gelişmeler başlayacaktır.



********************

4. Karanlığın Gölgesi / Don’t Look Now (1973)



Yönetmenliğini Nicolas Roeg'in yaptığı, İngiliz-İtalyan ortak yapımı olan bu film, gerilim/korku türünün en iyi örneklerinden biri olup, pek çok eleştirmen ve sinemasever tarafından şaheser olarak kabul edilmiştir.

John ve Laura Baxter küçük kızlarını trajik bir kaza sonunda yitirmişlerdir. Bu olayın ardından mimar olan John, Venedik'teki bir kilisenin restorasyon işini kabul eder. Karısını da yanına alarak Venedik'e gider. Bu gizemli şehir kızlarını yitirmenin ardından birbirleri ile yeniden yakınlaşma fırsatı sunacaktır. Bu esnada şehirde tuhaf cinayetler işlenmeye başlar. Olayın etkisini atlamadan peşi sıra gelen bu cinayetler çiftin sinirlerini bozmaya yetmiştir. Bununla birlikte cevap onların çok yakınındadır.





********************

3. Diğerleri / The Others (2001)



İspanyol Yönetmen Alejandro Amenábar'ın elinden çıkan filmin başrolünde Nicole Kidman var. "Diğerleri" de son yıllarda yapılmış en iyi gerilim/korku filmi olarak anılmaktadır.

2. Dünya Savaşı'nın son günlerinde, tenha Jersey Adası'nda bir genç kadın kocasının cepheden dönüşünü beklemektedir. Grace iki çocuğunu Viktorya tarzı büyük ve güzel evinde büyütmekte ve sadece orada güvende olabileceklerine inanmaktadır. Fakat artık güvende değildirler... Açıklanamaz şekilde ortadan kaybolan hizmetçilerinin yerine gelen üçlüyle beraber şaşırtıcı olaylar başlar. Grace'in kızı, evin her odasını gezen belirsiz varlıklar gördüğünü ve onlarla konuştuğunu iddia etmektedir. Başlangıçta Grace, kızın sözlerine inanmamakta dirense de, çok geçmeden bu davetsiz misafirlerin varlığını kendisi de hissedecektir. Grace, onların kim olduğunu ve ailesinden ne istediklerini öğrenebilmek için herşeyden vazgeçmeli ve doğaüstü inançların ortasında kendi cevaplarını bulmalıdır...



********************

2. Halka / Ringu (1998)



Yine Japon Yönetmen Hideo Nakatanın elinden çıkan film, Ringu 2 (1999) ve Ringu 0 (2000) da dahil olmak üzere toplam üç seridir. Filmin 2002 yılında, başrolünde Naomi Watts'ın oynadığı Hollywood versiyonu da çekilmiştir.

Gizemli ölümlerin meydana geldiği bir sırada, izleyenlerin 7 gün sonra öldüğü esrarlı bir video kasetin varlığı kulaktan kulağa dolaşmaktadır. Böyle söylentilere kulak asmayan bir kadın gazeteci olayları araştırmaya karar verince, kendini tehlikeli ve ölümcül bir oyunun ortasında bulur. Kaseti izleyen gazetecinin gerçekten yedi gün ömrü mü kalmıştır, yoksa tüm bunlar bir şehir efsanesinden mi ibarettir? Zamana karşı amansız bir yarış başlamıştır… 'Japonya'nın 'Stephen King'i olarak nitelendirilen ünlü Japon yazar Koji Suzuki'nin 'Ringu' isimli romanına dayandırılan film, Japon sinema tarihinin en çok hasılat getiren filmleri arasında bulunmakta.



********************

1. Cinnet / The Shining (1980)



Hayal edilebilecek en büyük dehşeti düşünün. Canavar bir uzaylının saldırısı mı? Ölümcül bir salgın hastalık mı? Ya da Stanley Kubrick'in bu 'Shining'inde olduğu gibi, sizi sevmesi ve korumasını beklediğiniz birisi - ailenizin bir üyesi - tarafından öldürülmek mi? Kubrick, bir Stephen King romanından uyarladığı senaryo ile güçlü oyunculuk, ürperten bir ortam ve olayları rüya gibi izleyen kamera tekniklerini biraraya getirmiş. Colorado'nun ıssız dağlarında kurulu olan Overlook Oteli, Jack Torrance'in romanını yazmak için sakin bir yer gibi görünmektedir. Eski bir öğretmen olan Jack, ailesiyle birlikte otele yerleşir. Kış yüzünü gösterdiğinde dışarı çıkamayacak hale gelen Jack'in küçük oğlu Danny kaldıkları yerde bazı kötü ruhların olduğunu hissetmeye başlar. Aynı zamanda medyum yeteneklerine de sahip olan Danny, babasının bu ruhlar tarafından ele geçirildiğini, onun giderek aklını yitirdiğini ve kontrolünü kaybettiğini düşünür. Jack, Mr. Grady adlı bir ruhla tanıştığında işler daha da karışık bir hal alır. Mr. Grady, otelin eski bakıcısı ve karısıyla iki kızını öldüren kişidir.