Buz ve Ömür!
Buzdolabı diye birşeyin olmadığı devirlerde, içecekleri ve bazı yiyecekleri korumak için, dağlardan buz kesilir ve pazar yerlerinde satılırdı.
Sıcak bir yaz gününde, bir şeyh, talebeleriyle şehirde dolaşırken, böyle bir buz satıcısına rastladı.
Satıcı:
"Ey mü’minler! Sermayesi eriyip akan şu adama merhamet ediniz" diye bağırıyordu.
Satıcının bu sözlerini işiten şeyh aniden fenalaşarak bayıldı.
Yanındakiler, kendisini gölgelik bir yere taşıdılar ve saatler sonra kendisine geldiğinde bayılma sebebini sordular.
Şeyh, satıcının eriyip giden buzlarında kendi hayatını görmüştü.
Küçük sermayesinin ziyan olmaması için çırpınıp duran satıcı, milyarla ölçülmeyen ve sonsuz bir hayatta sınırsız bir mutluluğa vesile olabilecek ömür sermayesinin eriyip gidişine nasıl kayıtsız kalındığını düşündürmüştü ona...