Dört Mevsimi Görmek!
Bir zamanlar dört oğlu olan bir adam varmış... Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve önyargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istemiş. Böylece her birini uzak bir yerde duran ağacın yanına gidip ona bakmalarını istemiş.
İlk oğlan kışın gitmiş, ikincisi ilkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda. Geri döndüklerinde hepsini bir araya çağırmış ve ne görüklerini sormuş.
İlk oğlan ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söylemiş.
İkinci oğlan, “Hayır yeşillikle doluydu ve canlıydı” demiş.
Üçüncü oğlan başka fikirdeymiş. “Çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmedim” demiş.
Sonuncu oğlan hepsinin haksız olduğunu ve ağacın meyvelerle dolu, canlı ve hayat dolu olduğunu belirtmiş.
Yaşlı adam oğullarına hepsinin haklı olduğunu söylemiş. Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmiş.
Onlara bir ağacı veya bir insanı, kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra yargılayamayacaklarını anlatmaya çalışmış.
Ya da neye sahip olup olmadıklarını…
Şu sözlerle nasihatını tamamlamış:
“Gerçekleri ancak sonunda, dört mevsimi gördükten sonra görürsünüz.
Eğer kışın vazgeçersen ilkbaharın nimetinden olursun, yazın güzelliğinden ve sonbaharın bütünlüğünden de. Bir mevsimin acısının, diğer güzel mevsimleri parçalamasına izin vermeyin.
Hayatınızı bir mevsim (bir dönem) yüzünden yargılamayın.
Unutmayın ki ilerde şu anki zamanınızı arayabilirsiniz veya daha güzel günler de yaşayabilirsiniz.”