Güzellik ve Çirkinlik
Asırlardır birbirlerine kırgın olan güzellik ve çirkinlik; birgün artık barışmaya karar verir.
Çirkinlik güzelliğe der ki, "EY GÜZELLİK BİZ SENİNLE YILLAR YILI KAVGA ETTİK, BUNA ARTIK SON VERELİM VE BARIŞALIM"...
İyi kalpli güzellik ise buna hayır diyemez ve kabul eder. Günler birbirini kovalar ve çirkinlik güzelliği denize, yüzmeye davet eder. Güzellik de onu kıramaz ve giderler. Güzelllik ve çirkinlik giysilerini çıkarır ve yüzmeye başlarlar.
Tabii, çirkinlik yine bir kötülük yapacak ya, denizden çıkar ve güzelliğin giysilerini giyer kendi giysilerin bırakır ve oradan hızla uzaklaşır.
Güzellik de belli bir süre sonra denizden çıkar ve bir bakar ki giysileri çalınmış ve sadece giyebileceği çirkinliğin giysileri kalmış.
Dolayısıyla o da, çirkinliğin giysilerini giyer ve oradan uzaklaşır.
Uzun lafın kısası; işte o günden beri insanoğlu güzellikle çirkinliği her zaman birbirine karıştırır olmuştur.
Fakat gönül gözleri açık olanlar her güzelliğin içindeki çirkinliği ve her çirkinliğin içindeki güzelliği görür...