İletişimde Beden Dilinin Önemi
Doğan Cüceloğlu'ndan güzel bir kısa öykü:
***
Bir okulda öğretmenlere seminer veriyordum.
25-30 öğretmen “U” düzeninde oturmuşlar, beni dinliyorlardı.
En önde oturan öğretmen seminer boyunca koltuğuna yaslandı, ayaklarını öne doğru uzatarak bacak bacak üstüne attı, suratını astı, gerdanını kırdı, kollarını kavuşturdu…
Ve iki saat boyunca bu beden duruşunu hiç değiştirmeden baktı.
Seminer bitti ve yanına yaklaştım:
- Beyefendi lütfen bana küfür eder misiniz? dedim.
Şaşırdı!
- Rica ederim beyefendi, dedi.
- Rica istemiyorum, sesli bir biçimde bana küfretmenizi istiyorum, dedim.
Adamın şaşkınlığı daha da arttı. Ben konuşmamı sürdürdüm.
- Yahu, dedim. Zaten iki saat boyunca bana küfür ediyorsunuz, bunu bir de sesli olarak yapın… Bana böyle küfür etmeniz umrumda değil. Ancak siz evde karınız ve çocuklarınıza, sınıf içinde öğrencilerinize de bu şekilde küfür ediyorsanız ben ona üzülürüm..."
***
Gözleriniz ve diliniz başka şeyler konuşuyorsa, karşınızdaki insan "doğru" olanın ilk seçenek olduğunu anlamakta gecikmeyecektir.