Senin Elinde
Zamanın birinde iki tane kız kardeş varmış ve inanılmaz akıllılarmış. Etraflarındaki ve okuldaki tüm bilgi onlara yetmez olmuş.
Bir gün anneleri onları dağdaki bilge adama götürmeye karar vermiş. Kızlar, bilge adamla karşılaşınca ona sorular sormaya başlamışlar. Bilge adam bütün soruları doğru cevaplamış: kızlar çok sevinmişler ve annelerinden eğitimleri için bir süreliğine izin isteyerek bilge adamın yanında kalmışlar.
Sordukları soruların hepsinin cevabı doğruymuş. Bir süre çok mutlu olmuşlar: ama sonra sıkılmaya başlamışlar, "Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım" diye düşünmüşler. Kızlardan biri bir gün "Buldum!" diye sevinmiş.
İki elimin arasında bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım
"Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?, Ölü derse kelebeği bırakacağım, canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse cevabı bilemeyecek."
Kızlardan birisi kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış.
(Şimdi lütfen siz de yapın. Avuçlarınız birbirine bakacak şekilde
ellerinizi birleştirin ve uzatın. Ben açın deyinceye kadar da açmayın).
Ve sormuş:
"Avucumun içinde bir kelebek var: canlı mı, ölü mü?
Bilge adam cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış, bakmış ve cevaplamış:
"Senin ellerinde kızım. Senin ellerinde........."
Şimdi bakın hayatınıza ve mutluluğunuza.
Nerede mi?
Açın avucunuzu.
Sizin ellerinizde: Tam avucunuzun içinde.
Bir Portekiz atasözü der ki: “Yaşadıkça yaşlanmazsınız, yaşamadıkça yaşlanırsınız.”