Kelimelerin Gerçek Anlamı
Aşk: 1 sesli, 2 sessiz ve 2 aptaldan oluşan sözcük.
Baş ağrısı: Kadınlar tarafından en fazla kullanılan doğum kontrol yöntemi.
Nanosaniye: Trafikte ışığın yeşile dönmesi ve arkadaki hayvanın korna çalması arasında geçen süre.
Futbol: Kadınların kocaları yerine bilmeden evlendikleri nesne.
Hardware: Bilgisayarın software arızası nedeniyle bozulması durumunda yumruklanan kısmı.
Entellektüel: 2 saat boyunca seksten başka bir şey düşünmeyi becerebilen insanoğlu.
Ekip çalışması: Bütün suçları ekibin geri kalanına yüklemeyi sağlayan çalışma biçimi.
Doktor: Hastalığınızı ilaçlarla iyileştiren, sonra da sizi faturalarla öldüren kişi.
Patron: Geç kaldığınızda işe erken gelen, erken geldiğinizde geç kalan kişi.
Gözyaşı: Erkek gücünün, kadın gücü karşısında bozguna uğratılmasına yarayan hidrolik güç birimi.
Söylenti: Ses hızından bile hızlı dağılan haberler.
Sözlük: Boşanmanın, nikahtan önce geldiği tek yer.
Evlilik: Erkeğin lisansını yitirip, kadının master (lisans üstü) olduğu bir sözleşme.
Baba: Doğanın bize armağanı olan banka.
Gülümseme: Pek çok şeyi bir doğruya çeviren eğri.
İyimser: Kazayla nehre düştüğünde banyo yapmaya başlayan kişi.
Diplomat: Size cehenneme gitmenizi öyle bir dille anlatır ki, bu yolculuk için can atarsınız.
Ofis: Gergin bir ev hayatından sonra gevşediğiniz yer.
Komite: Kendi başlarına hiçbir şey yapamayan ve birlikte hiçbir şeyin yapılamayacağına karar vermek için bir araya gelen insanlar.
Diyet Kola: Markete gidip satın aldığınız ve yanında da külliyatlı miktarda cips ve çikolata tükettiğiniz içecek.
Aptal: Polis ´Kenara çek!´ uyarısında bulunduğunda, kadının tamamen bilinçli olarak dönüştüğü hal.
Sonsuzluk: Bir futbol maçının son iki dakikası.
Barbekü: Kadının alışverişi yaptığı, kıvırcığı yıkadığı, domatesleri doğradığı, soğanları kıydığı, eti hazırladığı, her yeri temizlediği ve erkeğin ´yemeği hazırladığı´ mangal partisi.
Su Geçirmez Rimel: Ağladığınızda, duşta, ya da yüzerken akan ama, temizlemeye çalıştığınızda bir türlü çıkmayan kirpik boyası.
Egzersiz: Bir alışveriş merkezinde, bir şeyler satın alarak dinlenip ara verdiğiniz, bir aşağı bir yukarı yürüme durumu.
Kuaför: Asla bir daha aynısını yapamayacağınız şekilde bir tarz yaratabilen kimse.
Ömür törpüsü: Defalarca birilerine çöpü dışarı çıkarmalarını söyleyip, sonunda kendinizin çıkarması durumu.