Prolaktin
Prolaktin, kimyasal olarak büyüme hormonuna ve plasental laktojene çok yakındır. Memelilerde, laktasyondan sorumlu anahtar hormondur. Hipofizden salgılanan ve kadınlarda laktasyonu sağlayan prolaktin, hamilelikte artar. Doğum sonrası süt salgılanmasını engelleyen diğer hormonların azalması ile laktasyon gerçekleşir. Prolaktin hamilelik ve süt vermenin dışında, normal düşük seviyelerinde bulunur (5-16 ng/mL). Adölesans döneminde bir miktar artar. Uyku, egzersiz, hipoglisemi, stres insanlarda prolaktin salgısını arttıran diğer durumlardır. Prolaktin salgısı sirkadien ritm gösterir; gece 1 ile sabah 6 saatleri arasında en yüksek seviyededir ve sabah düşerek gün boyunca hemen hemen hiç değişmeden o seviyede kalır. Balıklar, sürüngenler ve kuşlarda prolaktinin başka görevleri de olmakla birlikte, bunlar yine üreme ile ilgili işlevlerdir.
Prolaktin Salgısının Düzenlenmesi
Kadın üreme sisteminin hormonal regülasyonu 3 seviyede oluşur: Hipotalamus seviyesi, hipofiz seviyesi, overler seviyesi. Hipotalamustan pulsatil olarak salgılanan GnRH, hipotalamo-hipofizer portal sistem aracılığıyla hipofiz ön lobuna taşınır. GnRH etkisiyle hipofizin bazofilik gonadotrop hücrelerinden glikoprotein yapısındaki gonadotropinler FSH ve LH salgılanır. Hipofiz ön lobu, folikül sitümüle edici hormon (FSH) ve lüteinizan hormonun (LH) yanı sıra tiroid sitümüle edici hormon (TSH), adrenokortikotropik hormon (ACTH), büyüme hormonu (GH) ve prolaktin de salgılar.
Ön hipofizden prolaktin salgılanması hipotalamus tarafından kontrol edilir. Kontrolu sağlayan esas faktör, prolaktin inhibe edici faktördür (PİF). Bu maddenin dopamin olduğu anlaşılmıştır. Dopamin ve dopamin agonisti maddelerin, ön hipofizden prolaktin sentez ve salgılanmasını laktotrop D2 reseptörlerine bağlanarak inhibe ettikleri gösterilmiştir. Dopaminden başka, hipotalamusta prolaktin salıverilmesini inhibe eden peptidik bir faktörün (peptidic prolactin -inhibiting factor) varlığı kanıtlanmıştır.
Östrojen Prolaktin Etkileşimi
Normal prolaktin düzeyi kadınlarda siklusun her fazında değişimler gösterse de, 16 ng/ml düzeyini aşmaz. Prolaktin serumda ölçülen en yüksek düzeyine korpus luteum fazında ulaşır. Menarş öncesi serum prolaktin seviyesi, reprodüktif fazdaki seviyeden daha düşüktür.
Bu nedenle östrojenlerin prolaktin salgılanmasını uyardığı düşünülebilir. Ön hipofizin laktotropik hücre aktivitesi ile seks hormonları arasında yakın bir ilişki olduğu bulunmuştur. Östrojen uygulanmasından sonra, bu hücrelerin sayısı ve prolaktin konsantrasyonu artar. Hamilelik sırasında, hipofizin hacmi 2 katına çıkar ve buna bağlı olarak prolaktin seviyeleri sürekli artar. Bu durum, büyük olasılıkla östrojenin dopamin-antagonistik etkisine bağlıdır.
Sonuç olarak, östrojenler, hipofizde prolaktin üretim ve sekresyonunu arttırmalarına rağmen, hedef organlarda prolaktin etkisini antagonize ederler.