Tevazu ve Zerafet!
Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır.
Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister.
O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aşevi görevi görüyordu.
Durumu Hacı Bektaş Veli'ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli:
- Helâl değildir, diye bu kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlâna'ya anlatır. Mevlâna ise, bu hediyeyi kabul eder.
Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlâna'ya bunun sebebini sorar.
Mevlâna şöyle der:
- Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergâhı'na gider ve Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlâna'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar.
Hacı Bektaş da şöyle der:
- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlâna'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.